Blog

Yeni bir sezon başlıyor ülkemizde.

Okullar, üniversiteler ve bayram tatilinden dönen işyerleri- çalışanlar hepimiz yeni bir döneme giriyoruz.

Başlangıçları çok seviyorum ben. Yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni başlayan her şey beni tazeliyor adeta. Bugüne kadar milyonlarca kez başlangıçlar yaşadık belki hayatımızda. Başlangıçlar önemli ama  işlerin devamı ve sonucu başlangıçlardan çok daha önemli. İnsanın gelecek ile ilgil bir beklentisi, yeni döneme dair bir heyecanı olmadıktan sonra başlangıçların da bir önemi yok tabii ki. Belki sürekli yeni bir şeyler denemenin verdiği heyecan ve yeni şeyler yapmanın isteğidir beni bu kadar motive eden.

Bu döneme dair kafamda ve hayatımda bazı değişikliler yapmayı planlıyorum. 

1-) Her gün sıra dışı ufak bir şey yapacağım. Bu daha önce hiç geçmediğim bir sokakta yürümek de olabilir, hiç tanımadığım bir kişi ile sohbet etmek de olabilir yeni bir kitaba başlamak da olabilir.

2-) Kendimi daha az önemseyip bazı şeyleri çok ama çok boşvereceğim. Çünkü hayatta hiçbir şey aslında bizim önemsediğim kadar mühim değil.

3-) Spora ve sağlıklı yaşama daha fazla zaman ayıracağım.

4-) Arkadaşlarımla, akrabalarımla, sevdiğim insanlarla daha çok kaliteli vakit geçireceğim.

5-) Anlaşmazlık yaşadığım, aynı fikirde olmadığım her fikri ya da kişiyi kucaklamayı ve onlarla anlaşamasak bile yaşamayı ve iletişim kurabilmeyi öğreneceğim

6-) Bu sayfada haftada en az bir sayfa yazı yazmayı ve yazıların konusunu çok fazla düşünüp harika bir içerik oluşturmalıyım diye kasmaktan ziyade içimden geçen, o an yaşadıklarımı ve o haftadan kalan şeyleri anlatanları kaleme alacağım.

7-) Yeni şeyler öğrenebilmek için yeni kurslar, seminerler ve dersleri kovalayacağım.

Bu yazıların devamı gelecek inşallah. Şimdilik bu kadar. Bu yazıyı yazmama vesile olan;  sabah sporumu yaparken ziyaret ettiğim ve www.instagram.com/selimcavus hesabımdan da paylaştığım aşağıdaki yazıdır.

Ortaokul 1. sınıfa giderken bu sahada futbol oynamaya başlamıştım. Bir mahalle takımı olan Filizspor’da 10 numaralı formayı giyer orta saha ile forvet arasında görev verirdi Özcan Hoca bana. Serbest vuruşlar ve frikiklerde Bülent diye çok yetenekli bir sol ayak arkadaşım vardı, onunla hep tartışırdık kim vursun topa diye. Sonunda gol olacak ve kum sahada yere kayıppppppp taraftara selam duracaktık ya.

Uzunca bir süre takım kaptanlığı yapmıştım. Sahaya 10 kişinin önünde çıkmak, tribündekilere takımı selamlatmak çok önemliydi o yaştaki bir çocuk için. Bademciklerim çok çabuk şiştiği için annem hiç izin vermezdi futbola gitmeme, ama babam gizliden gizliye bana para verir en kral #adidas kramponları almama imkan sağlardı. Okul derslerim çok çok iyi olduğu için annem kızsa bile bir şey diyemiyordu. Karneyi aldığım zaman her sene gelen takdirler onun bana laf söylemesine engel oluyordu. Mahalle takımından amatör ligde oynamak için bir çok takım babamın kapısını çalıp beni istemişlerdi. O zamanın cehaleti mi nasip mi bilmem ama nüfus kağıdım kayıptı ya da annem saklamıştı bir yerlere kafa kağıdım olmadığı için lisans çıkartamadılar bana o zamanki kulüplerde… Sonra çok kısa bir süre 4 büyük takımdan birinde alt yapısında oynama- anterenmanlarına çıkma maceram oldu ama hayallerim bir takım sebeplerden dolayı bilinçli olarak uzaklaştırılmak yönünde tecelli ettirildi futboldan. Test kitapları, sınavlar ve deneme soruları yeni saham olmuştu.

Aradan geçen yıllar, Rabbimin bize yaşattıklarına binlerce şükürler olsun. Hepsinde vardır bir hayır, vardır bir hikmet. 11 yaşımda takım kaptanı olarak çıktığım bu sahaya 21 sene sonra bu sabah spor yapmak için gelip baktığımda bunlar geldi aklıma.

Balıkçıların dediği gibi vira #bismillah

Kıyıköy – taken by me

#yenisezon için bomba gibi başlamak gerekiyor. Geride kalanlara elveda deyip dersler çıkartıp onlardan öğrendiklerimizle yeni döneme giriş yapmak gerek. Biz Çavuş Ailesi olarak yeni sezona hazırız.