logo
Duis autem vel eum iriure dolor in hendrerit in vulputate velit esse molestie consequat, vel illum dolore eu feugiat.
 

Blog

Anasayfa / Genel  / Köklü Bir Çınar Olmak

Uzun bir paragraftan öne çıkan bir cümle, sayfalar dolusu gazete haberi içerisinden sana göz kırpan bir ilan, milyonlarca insan arasından sana merhaba diyen  bir gülümseme bazen hayatlarımızı değiştirir.

Bir kapıdır bu sana aralanan. Sen, bugüne kadar aralanan milyonlarca kapıda olduğu gibi: içeri davet edene inanıp kapı kapanmasın diye  ayağını mı koyacaksın yoksa nasıl olsa  kapılar tekrar aralanır deyip geri mi döneceksin?

Aralanan kapıların farkına varan insanların bügüne kadar  hep başardıklarını ve çok mesafe kat ettiklerini gözlemledim. Tabii ki; gelen o fırsatların, ”Hayatlarını değiştirecek bir imkan olabileceği BAKIŞ AÇISI’na sahip” olanlar için.

Bir toplantıya yeni biri geldiğinde hep mutlu olurum. Ondan alacağımız bir mesaj olduğu için gönderildiğini düşünürüm. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız buluşmaların birinde de bir misafirimizin  söyledikleri, uzun zamandan beri aradığım cevabı bulmama yardımcı olacak bir açılım yaptı zihnimde.

Ağaçları anlattı bize. Ağaçlar; yağan yağmur, esen rüzgar, vb. zararlara karşı kendini koruyabilmek ve o durumları absorbe edebilmek için önce köklerini geliştirir dedi. O kökler belli bir güce eriştiği zaman ancak yukarıya doğru gövdesini uzatır ve meyvelerini vermeye başlar dedi. Hızla büyümek isteyenler bir anda boy salar, gövde gösterisi yapar ve sonra da gelen basit bir rüzgarda hemen dalları, gövdesi zarar görür ve ortada ne bir ağaç kalır ne de bir hayal diye anlattı.

Bu konuşma bana, uzun zamandan beri bir ağacın köklerini geliştirmesi  misali çalışmalar yaptığımızı farkettirdi. Herkesin- tek başına kahraman olma- çabası içerisinde olduğu bir zaman diliminde hep birlik olmayı ve birbirinden etkilenip dirlik olmayı becerebildiğimizi düşündürdü. Sadece bir kişinin değil etrafındaki güzel insanların da bir şeyler gerçekleştirmesi ile zengin olunabileceğini hatırlattı. Onlarca işi tek başına yapan değil, ekip olarak fikirler geliştirmenin güzelliğini farkettirdi.

Bir ağaç olma yolunda farkında olmadan mesafe kat ettiğimizi işte o buluşmadaki yemekte öğrendim. “Meyveler vermeye başlayacaksınız, belki de başladınız bile “ deyince arkadaşlarımın yaptıkları geldi aklıma ve yine mutlu oldum. Şu an üzerinde çalıştıklarımızı acaba ilk zamanlar yapabilir miydik? diye de kendime sormaktan alıkoyamadım. Bizim işimiz; ağacı sulamak, ona gübre vermek ve iyi bakmak …

2 Comments
  • Yavuz

    Ağacınız hiç sallanmasın, bol bol meyveler versin inşallah

    06 Haziran 2011 at 22:28
  • Mustafa

    12 Kasım 20088.Pazarlama zirvesindeki sunnmuua ben de katılmıştım.d6zellikle internete biraz uzak yf6neticiler ie7in e7ok faydalı bir sunum olduğunu dfcşfcnmfcştfcm.16, 17 ve f6zellikle 20 numaralı slide’lar internet’in nasıl bir şey olduğunu fazla sf6ze kalmadan gf6steriyor.Paylaştığın ie7in teşekkfcrler..

    25 Aralık 2015 at 06:11
Yorumlar

*