logo
Duis autem vel eum iriure dolor in hendrerit in vulputate velit esse molestie consequat, vel illum dolore eu feugiat.
 

Blog

Anasayfa / Genel  / İkinci Beynimiz: Bağırsaklarımız

Duygusal Beyin: Bağırsak isimli kitabı görünce inanılmaz ilgimi çekti.

Son dönemlerde ilgimi fazlası ile çeken iki konu olan: Beyin ve Sindirim Sistemini               ihtiva eden bir kitap görünce elim hemen kitabın bulunduğu rafa gitti.

Kitaptaki önemli yerleri ve genel yorumumu içeren bir yazı kaleme almak istedim kitap bitince.

Bağırsak kelimesi maalesef ki kalp kadar değer verdiğimiz ya da beynimize gösterdiğimiz hassasiyet kadar özen gösterdiğimiz bir organımız değildir. Adeta vücudumuzun çirkin ördeğidir.

105585da-caa3-444e-b2be-48a252fc638e

Günlük hayatta çok sık kullandığımız şu ifadelere birlikte bir bakalım;

  • Bir zorluğu aşmaya çalıştığımız zaman kullandığımız; “GÖBEĞİ ÇATLATMAK”
  • Güzel bir haber aldığımız zaman kullandığımız: “SEVİNÇTEN GÖBEK ATMAK”
  • İhaleyi kaybettiğimiz zaman ya da çok stresli olduğumuzda “SİNİRİN MİDEYE VURMASI”
  • “KARNIN ZİL ÇALMASI”,
  • “DÜNYAYLA GÖBEK BAĞI” gibi ifadelerin hepsi karın bölgemiz ile ilgili farkında mısınız?

Bağırsaklarımız doğrudan beynimizdeki duygu merkezi ile bağlantılı olduğu için olabilir mi acaba?

Duygular karında oluşur ve karında etkili olur. Bağırsaklar mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin hormonu beyinden daha fazla üretildiği bir organdır diyor yazar.

İkinci Beynimiz_bagirsak

Duygu, durum ve kaygı bozuklukları gibi beynimizde dönüp duran düşüncelerden en çabuk etkilenen organımız da mide ve bağırsaklarımızın olduğu anlatılıyor kitapta.

Bu sebeple okula başlarken hepimizin karnı ağrıyordu, ya da iş dünyasında sürekli yaşadığımız sunum yapacağımız zaman ishal olma durumu da yine bu duruma bir örnektir.

Altını çizerek beynime kazımaya çalıştığım -pardon artık bağırsaklarıma kazımaya çalıştığım -bir başka husus ise; vücudumuzda 10 trilyon insan hücresi varken bağırsağımızda 100 trilyon mikrop vardır.

Lisans eğitimini matematikte tamamlamış birisi olarak şu ifade beni can evimden vurdu adeta;

İNSAN SAĞLIĞI = BAĞIRSAK SAĞLIĞI…

Peki, neden?

Bunu  sayılarla anlatıyor kitap;

  1. Bağırsak yüzeyi 400-600 metrekarelik bir alandır.
  2. 75 yılda 30 ton besin ve 50.000 litre sıvı bağırsaklardan geçmektedir.
  3. Vücudun bağışıklık sisteminin % 80’ini bağırsaklardan oluşmaktadır.

Aslında kitabı özetleyen ve mevzuunun can alıcı noktası şu şekilde; Bağırsaklarımızı uzunca bir süre sadece sindirim sistemi organı olarak biliyorduk. Şimdilerde ise  bağırsaklarımızın insan organizmasındaki bilindik işlevlerinin yanında hayati görevleri olduğu daha iyi anlaşılmıştır. Bağırsaklarımızın kendimizi iyi hissetmemiz için sağlığımız üzerinde doğrudan etkileri mevcuttur. 

Kitabın ilerleyen sayfalarında bir anda kendinizi bir biyoloji kitabının içindeymişim duygusuna kapıldığınızı hissedeceksiniz. Bazı yerlerinde ÖSS’ye hazırlandığım dönemdeki biyoloji dersindeki terimleri anımsar gibi oldum. Kitaptaki o  biyolojik bölümler fazlaca sıkıcı gelse de bağışıklık  sistemini daha iyi anlayabilmemizin o yolunun da biraz o bilgilerden geçtiği aşikar.

Kitabın özetini dinlemek isterseniz aslında aşağıdaki videoda yazar bir kısmını NTV’deki yayınında çok iyi anlatmış.

Mucizevi organımızın ne kadar harika bir yaratılış mucizesi ile Rabbimiz tarafından yaratıldığını öğrenmek için siz de  Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’un yazdığı bu kitabı mutlaka alın ve okuyun derim. 

Yorumlar

*