logo
Duis autem vel eum iriure dolor in hendrerit in vulputate velit esse molestie consequat, vel illum dolore eu feugiat.
 

Blog

Anasayfa / Genel  / Salı Pazarı

Serdar Kuzuloğlu‘nun TRT Haber’de geçtiğimiz Cumartesi (28 Mayıs 2011) gecesi yayınlanan  Sosyal Medya programının konuklarından biri yıllar öncesinin meşhur pop şarkıcılarından Atilla Taş idi.

Bir yandan TRT Ipad  uygulamasından onu izlerken bir yandan bilgisayarımdan Twitter ve Okan Bayülgen‘in programını takip ediyordum. Aynı anda 3 mecra… “Maşallah Selim! ” dediğinizi duyar gibiyim.

Okan Bayülgen’in programı da; Nejat Alp, Aydın gibi yılların eskittiği ama bir türlü kendilerini eskimiş olduklarını kabul edemeyen birkaç isimle dönüyordu.

Gözüm bir yandan Serdar’ın programına bir yandan Okan’ın programına gezerken her iki kanaldaki  konukların da kendilerini ifade ederken “Bir seyyar satıcının Salı  Pazarının ortasında kendi ürünlerini satma ve dikkat çekme şıklığında” olduğu çıkarımında bulundum. Toplum olarak önümüze sunulanlara karşı artık, bir tüketim çarkı halindeyiz. Sürekli birileri bu çarkın içine giriyor, işini yapıyor ve dışarı atılıyor.

Ekrandaki  insanlar da programda; “Bizim ekmek paramız da bu!” diyordu, “Ben, bu işi yapınca extralara çağrılıyorum, iş alıyorum” diyordu.  Evet aynen bu ifadeyi kullanıyorlardı. Ekmek paralarını tv ekranlarından kazanmalarında bir problem yok elbette. Ama, o ekranlarda kalabilmeleri ve bizlerin onları takip edebilmesi adına büründükleri halleri görünce onlara mı kızmalı yoksa biz mi şapkamızı önümüze alıp düşünmeliyiz anlayamadım.

Ve bu düşünce bulutunun içerisinden son dönemde toplum olarak neleri göz ardı ettiğimizi, neleri unuttuğumuzu kaleme almak istedim ve  şunları çıkardım;

  • Son dönemde birbirimize olan güvenimiz o kadar azaldı ki nerede ise en yakın arkadaşımıza bile güvenmekte tereddüt ediyoruz.

  • Anne ve babalarımızın zaman zaman kurduğu; ” Bizim Zamanımızda Böyle miydi?” cümlelerini bizler artık  daha küçük yaşlarda söylüyoruz.
  • İnsanların manevi değerleri oldukça azalıyor ve çoğumuz maddeci ve faydacı insanlar haline geliyoruz.
  • Saygı kelimesi sözlüklerin sonlarında yer alan ve orada kalmaya mahkum edilen bir sözcük haline dönüştü adeta.

İkisi de eğlence formatında kurgulanmış bu TV programlarında kısada olsa izlediklerim  bana bunları yazma isteği uyandırdı.

Yorumlar

*