logo
Duis autem vel eum iriure dolor in hendrerit in vulputate velit esse molestie consequat, vel illum dolore eu feugiat.
 

Blog

Anasayfa / Genel  / 15 Temmuz 2016 Akşamı Neler Yaşadık?

15 Temmuz 2016 gecesi Florya’daydık.

O akşam arkadaşım Enes Malik Yaylacı telefonla  beni arayıp arşivimde çok önce çekildiğimiz bir fotoğrafımızın olup olmadığını soruyordu telefonun bi ucunda. Tam hangi fotoğraflar olduğunu anlatırken doğduğumuz semt olan Bayrampaşa’nın merkezine giden Çizmeci İş Hanının altındaki köprünün bir tank tarafından kapatıldığını söyledi. Buna inanmam biraz zordu o an için. Çünkü,  cezaevi kaldırılmıştı. Bayrampaşa’nın tank ile ilişkisi bir tek doğduğum sokak olan Akar Sokak’ın tam karşısındaki Çevik Kuvvet ile ilgili olabilirdi. Yakın zamanda yine o tankın kapatmış olduğu köprünün hemen  üst tarafından başka bir hain terör örgütü tarafından bir polis otobüsüne saldırı olmuştu ( https://www.haberler.com/istanbul-daki-bircok-noktadaki-patlama-sesi-7928849-haberi/ )

-Enes, Abi ben seni biraz sonra arıyayım dedi ve telefonu kapattı.

İçeri ailemin yanına gittiğimde; Bayrampaşa’da tank yolu kapatmış dediğimde kimse inanamadı. Hemen sosyal medyanın anlık paylaşım gücüne inanarak #Bayrampaşa #Tank #Asker hashtagleri ile aramalar yaptım ve çok cılız da olsa bir kaç tweet ile karşılaştım. Tam o sırada sosyal medyaya bazı şeyler düşmeye başlamıştı ve televizyonu açtığımızda haber kanalları ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışan yayınlar yapmaya başlamıştı.

1984 doğumlu biri olarak böylesi bir askeri darbe girişimini elhamdülillah yaşamamıştık. İlk defa; “Bildiri, darbe, askerin yönetime el koyması” gibi kavramları bu kadar yakinen işitiyordum.

Akşam sohbet ettiğimiz çay soframızda birden eşim Esra babasına;

-Darbe olursa ne olur baba?

-Biz şimdi ne yapacağız?

-Neler olacak? gibi sorular sormaya başladı.

Babasının Emniyet Genel Müdürü ile yaptığı  telefon görüşmesi sonrası, albaylar arasında bir kalkışmanın olabileceği sözü sonrası yaptığımız ilk şey abdestlerimizi almak oldu.

O esnada, hainler tarafından idare edilen milletimizin vergileri ile alınan uçaklar Bakırköy semalarında uçmaya ve sonik patlamalarını yapmaya başlamışlardı.

Oğlum Akil Emir bir yandan annesine bu seslerin ne olduğunu soruyor bir yandan da korkudan kucağında küçüldükçe küçülüyordu adeta.

Sayın Cumhurbaşkanımızın face time ile CNN Türk’teki canlı yayınını izleyince artık sokağa çıkma zamanı gelmişti bizler için.

O kadar çaresiz bir durumda kalıyor ki insan. Bir yanda eşim bir yanda oğlum biz bulunduğumuz bölgeden en yakın gidilebilecek mekan Atatürk Havalimanı olacağı ve Reis-i Cumhurumuzun da  oraya geleceğini öngörerek çıktık yola. Belli bir mesafeye kadar arabayla gittikten sonra yolun devamında artık yürümemiz gerektiğine karar verdik.

Tam Yeşilköy havuzlu kavşağından yaklaşık 1 km sonra arabamızı bir yere park ettik ve havalimanına doğru yürümeye başladık.

Bayrağını alıp vatanı korumak için sokaklara dökülüp tankları ele geçirmiş olan binlerce kardeşimizin arasından geçerek havalimanına varmaya çalışıyorduk.

Tam havalimanının B Kapısının önünden geçerken onlarca kurşun adeta etrafımızda uçuşmaya başladı. Hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum ve ne yapacağımızı bilemiyordum. En kısa mesafede saklanacak bir köprü var ve biz o köprüye korunmak için koşsak bile o kurşunlardan birisi bize denk gelmiş olsaydı belki biz de  şehadet şerbetini içen o şanlı şehitlerimiz arasında yer alacaktık. Tam o esnada Abdurrahim Boynukalın  yanımızdan geçerken Erol Abinin şehadet şerbetini içtiğinin haberini verdi bize gözleri yaşlı şekilde.

Biz havalimanına vardığımızda Bayrampaşa’da yöneticilik yapmakta olan hocalarımızdan Tamer, Mustafa, Murat ve Mehmet Faruk Tekin bizlerle buluştular. Sonrasında havalimanındaki yetkililerle bir araya gelince Cumhurbaşkanımızın havada olduğu ve kulenin gerçekten darbeci hain ve şerifsizlerden temizlenip temizlenmediğini öğrenmek için oraya çıkmamız gerektiği söylendi.

Biz de onlarca kat yükseklikte, normalde asansör ile çıkıldığında  bile insanın başını döndürecek kadar uzun kuleye  merdivenlerle çıkıyorduk. O esnada Milletvekili Mehmet Metiner de bizimle birlikte ve Vali Yardımcısı olduğunu öğrendiğimiz beyefendi de bizimle birlikteydi.

Yukarıya çıktığımızda gördüğümüz manzara ise unutulacak gibi değildi. Benim ülkemin askerini benim ülkemin polisi

ele geçirip derdest etmiş mi diye kontrol etmek için milletvekilleri ve sivil vatandaşlar kuleyi kontrole gidiyorduk.

Sonra Vali Yardımcısına gelen bir haber üzerine Cumhurbaşkanımızın alana indiğini öğrenince yavaş yavaş herhangi bir problem olmadığına kanaat getirilen kuleden inmeye başladık. O an bir beyefendi kamerası ile şunları kaydetmiş.

Artık tüm Türkiye’nin merakla beklediği ve görünce hepimizin rahat edeceği ana gelmişti. Cumhurbaşkanımızın alana gelişi. Binlerce insan dışarıda bekliyor. Devlet konukevi’nin önü hınca hınç dolu. Biz bir şekilde Vekil Bey ile devlet konuk evinin içine girmeyi başarmıştık.

Acı acı çalan telefonlar, Reis’in yaralıların durumunu öğrenmek için bulunduğumuz odaya girdiği o anlardaki şaşkınlık, neler olacağına dair gözlerdeki meraklı bakışlar, üzerimizden uçan uçakların hainlerden mi yoksa bizden mi olduğunu anlamaya dair  bir yandan korkan bir yandan cesaretten beldeki silahlara güvenip onlara kafa tutacak cesaretin cepte olması…

16 Temmuz sabahı şafak sökerken şu yukarıdaki efsane fotoğrafta Reis-i Cumhurumuz konuşurken tam camın dibinde olup gözyaşları içinde  dua etme şansını bize nasip eden Rabbime şükürler olsun. O gece nerede olduysak bu dava devam ettiği müddetçe olduğumuz yerde memleketimize faydalı olmaya devam etmeyi nasib etsin Mevlam.

Demokrasimize darbe indirmeye çalışan bu hain terör örgütü FETÖ’yü ve ona hala inanan tüm zavallıları Rabbim sana havale ediyoruz.

15 Temmuz’da vatanına, bayrağına, kitabına, devletine, Reis-i Cumhuruna sahip çıkan bu memleketin güzel insanlarından sen Razı ol.

Ve o muhteşem kurtuluş gününden sonraki zamanlarda bayrağımıza sahip çıktığımız anlara dair birkaç anı;

15 Temmuz mitinglerinde asker selamı vermeyi öğrenen oğlum Akil Emir.

Sokakları yalnız bırakmamak için ailece sokaklarda nöbet tuttuğumuz Bayrampaşa’dan bir hatıra

Hainlerin yapmaya çalıştıkları darbe girişimini aslanlar gibi savunan semtlerden Esenler’deki demokrasi nöbetlerimizden 

Cumhurbaşkanımızın kıymetli kızı, eşim Esra’nın çok eski dostu Sümeyye Erdoğan ile Taksim Meydanı’ndaki tuttuğumuz demokrasi nöbetlerinden bir hatıra

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Sümeyye Erdoğan ve Milletvekili Ravza Kavakçı Kan ile birlikte nöbette olduğumuz akşam.

 

Bir başka nöbet akşamında Esenler’de


Yenikapı’da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi

 

Yorumlar

*